25 Nisan 2013 Perşembe

Nerede yanlış yapıyorum?

     Günlerdir bunu düşünüyorum: Nerede yanlış yapıyorum? İşte, evde, sahilde... Elimde sigara dalıp gidiyorum, aklımda hep aynı soru: nerde, nerde, nerde...

      İç sesimden hayır gelmez oldu. Akıl danışacak, uzun uzun konuşacak civarda bir yakını olmayınca insanın arpacık kumrusu gibi düşünüyor. Sadece yoruldum artık diyebiliyorum. İnsana has duygulardan ne zaman bu kadar çabuk vazgeçtik biz ya da vazgeçebiliyoruz? Kalp kırmak, can yakmak ne zaman bu kadar kolay oldu? Anlamlandıramıyorum yaşananları.. İnsanları kırmamak için onca çaba sarf ederken neden sivri oklara maruz kalıyorum?

      Doğru yer, doğru zaman, doğru insan üçlemesi hiç mi kesişmez bir insanın hayatında? Saf-i karabulut olmalı yani yaşananlar, öyle mi? '' Olumlu bak Huzur, olumlu bak!'' derken yörüngemi şaşırdım. Nereye bakacağımı bilmiyorum. Elimi eteğimi çekmeli miyim her şeyden? Bunlar Yaratıcı'nın bir mesajı mı bana'ya kadar vardırdım olayı.

      Din olgusu apayrı bir yerde hayatımda ve temelinde, nacizhane, ''iyi insan olmak'' yatar. O vakit yeterince iyi değilim diyorum. Bilmiyorum blog, düşünme aşığı bir insan olan ben sıtkım sıyrıldı. Kendimi ''Sıdıka'' gibi hissediyorum: Gece yarısı özlü sözlerin, zorunlu-gönüllü bekçisi...

      Bahar mıdır böyle düşündüren yoksa hayat mıdır bahara kesif bir umutsuzluk yükleyen, çıkaramadım. Umarım, mutluluk adına yoğunlaşır tüm görüşlerim/iz...


1 Nisan 2013 Pazartesi

Duygularimdaki Ezgiler

      Bahar yagmurlari basladi sehrimde ve iklimimde. Ruhumda bir civilti olmasini beklerken yine "bahara yenildim". Mevsimsel ve duygusal yorgunluklar harmonisi yasiyorum bu ara. Her yere ve herkese yetismeye calisiyorum. Kendimi parcaladikca eksiklerimden cogalirim diye dusunuyorum; ama git gide yitiyorum. Daha da onemlisi, beni ben yaptigina inandigim duygularimdan sitkim siyriliyor.

      Kendimi bir birey olarak kesfettigimden ve deger yargilarimi olusturmaya basladigim bu yana cikis noktam hep "insan" olmustur. Keza, yazilarimda da bunun altini hep cizdim. Maalesef, son surecte gordum ki ben "insan olmak" dedikce hayatima maya calanlar ya benden calmislar ya mayamdan. Suan hamurumun neyle karildigini dusunuyorum. Biz bu hale nasil geldik? Neyin ofkesini besliyoruz birbirimize karsi? Hangi nefrete kapi araladik da bas kosesinde oturuyorlar dusuncelerimizin?Anlamlandiramadigim celiskiler kavsagindayim. Hangi yone sinyal vermek istesem, aci yuklu bir korna durduruyor beni...

     Temelimi olusturan dusunceleri yargiladikca temelimden sarsiliyorum. Vals yaptigini sanan enkaz bir bina oluyor sonra icim. Disim tabuta gerilmis carsaf misali..Ne yani sarsa hep acik kalan, "oteki"lesen taraflar oluyor. Iyilik adina savundugum tum dusuncelerim oksuz...

     Hayati cok mu soluyorum acaba? Fazla anlam yukluyorum da kaldiramiyor muyuz birbirimizi? Hissetmeye korkar oldum. Yeri geldiginde haksizi savunmak adina olmasi gereken net bir durus sergilemek neden insanlari bu kadar rahatsiz ediyor? Dogrulardan kacmak hangi yanlisi masum gosterebilir? Deger verdiklerimizin degerini azaltmak icin  neden bu kadar cabalariz? Ya da bizim icin onca caba sarfedenlere duvar ormek midir insanlik?

     Bahar bana pek hos gelmedi sanirim. Ya da ruhum her mevsim sonbahar, bozuk plak misali...

     Ne diyelim, dilerim gelecek guzel gunler en guzel ezgilerde bulusturur duygularimizi. Saglik, mutluluk ve her daim insanlik ile..