8 Ekim 2013 Salı

Geç kalma, olur mu?

    Yarım bıraktım geçen yazımı... Bu ara bir çok şeye yaptığım gibi.. Bilmem, belki tamamlarım bir gün. Yıllardır özellikle okumaktan uzak durmaya çalıştığım bir konu var: Aşk... Tarifini, tasvirini, hissiyatını hep ''nevi şahsına münhasır'' olarak görmüş içimde yüklediğim anlamlara göre hareket etmişimdir. Bugün eteğimdeki taşları dökme vaktimin geldiğini hissettim.

    Aşktan ziyade aşıktan dem vurmak istiyorum. Aşk,malum, duygu seramonisi... Aşık, bu seramoninin baş yapıtı olmalıdır benim için. Baktığımda yüreğimde huzur uyandıran, ardından tebessüm edebileceğim, yeri geldiğinde hiç konuşmadan sadece bakışarak kendimi anlatabileceğim bir canan... O sessizlikte bana kollarını açan bir liman... Filika misali yalpalaya yalpalaya ona ulaşmalı, derinden bir oh çekerek kendimi ona bırakmalıyım. Şapşallıklarıma tebessüm etmeli benim sevgilim. Kulağıma eğilip '' iyi ki benimsin'' diye fısıldamalı...

    Yağmurlu bir günde tanışmalıyız seninle sevgilim. Birden bastıran sağanak gibi yağmalısın yüreğime. Yağmurda koşarken ilk gördüğüm dükkana sığınmalıyım. Bir kitapçı olmalı bu dükkan. Sırılsıklam vaziyette edebiyatın verdiği sıcaklıkla kitaplara bakarken gözlerimiz buluşmalı.. Masum bir bakışla yardım istemeliyim senden. Kaçamak bakışlarla gezinmeliyiz rafların arasında, çaktırmamaya çalışarak aynı safta yer almak için uğraşmalı aynı kitabı tutma isteğiyle yanmalıyız.

    Sen eline bir kitap almalısın ve ben kendimi tutamayarak ''aaa ben bu kitabı okumuştum, çok güzeldir'' diye dalmalıyım orta yerinden... Yıllar sonra bile o günü anlatırken gülümsemeliyiz. ''Haline içten içe gülmüştüm şapsal sevgilim'' diye.. ''Her konuda olduğu gibi, bu konuda da girişi beceremeden gelişmeye başlayan bir aşk oldu bizimki'' diyebilmeliyiz. Ne girişi ne de sonu olan... Her gün gelişen ve derinleşen...

    Hiç yalnız uyumamalıyız biz. Her geceye birbirine akan iki nehir olarak başlayıp her güneşe huzurlu bir göl misali tebessüm etmeliyiz. Geç kaldığında burnumda tütmeli kokun. En paspal hallerine vurulmalıyım senin. Sabah mahmurluğunda izlemeliyim seni. Saçın başın uykunun savaşından yenik çıktığında bir kez da fethetmelisin gönlümü. Sana sarıldığımda varlığımdaki tüm sevgiyi de bırakmalıyım sıcağına...

    Olmalısın be sevgili. Tez zamanda kalbimde, ruhumda yeşermelisin. Birlikte kök salmak için geç kalma, olur mu?

    Şuan yoksun belki, ama ben yokluğuna sunuyorum bu ezgiyi...


2 yorum:

  1. like butonu nirdeeeeee!!!
    Bu yazıyı, seni ve şarkıyı seviyorum abicaaann :**
    Bu kadar isterken arzularken nedense bu ezgiler bir başına dinleniyor hep.

    YanıtlaSil
  2. Abin de seni çok seviyor Amorfumm..

    YanıtlaSil