30 Temmuz 2012 Pazartesi

Okuyorum derken Dusunuyorum ve Mutsuzum

Yazacak o kadar cok sey var ki... O yuzden avazim ciktigi kadar susuyorum...Daha dogrusu ic sesimi susturmaya calisiyorum; ama yok bir sure sonra insanin canina tak ediyor ve ister istemez davraniyorsun kalemine...


En keyif aldigim sey okumaktir. Delirmiscesine okurum, kitabim gelir ve saatlerce kalkmam yattigim yerden. Bir sayfa bir sayfa daha, derken gunun isidigini gorup "aa hazirlanmam lazim, vakit gelmis, ise gidecegim" deyip, giyinip ise gittigimi cok bilirim. Oyle bir sevdadir benim icin okumak...


Okuyorum da ne oluyor? Mutsuz oluyorum blog.Okudukca, yasananlari gordukce "sadece mutsuz" oluyorum. Kendimle celisiyorum degil mi? Okumaktan keyif alan ben, okudukca mutsuzlugun dibine vuruyorum. Kendime sormuslugum coktur: "Acaba mazosist miyim ben?" diye...


Haberlere bakiyorum. Malatya'da bir aile. Sabah alevlerle uyaniyorlar, neden? Cunku aleviler ve oruc tutmuyorlar. Yahu kime ne benim/senin/onun inancindan? Soylenenlere bakiyorum "Madimak'i yasatacagiz size!!!" Haliyle "kimsin lan sen?" diyor insan. Kimsin de beni inancimla yargiliyorsun? 


O kadar ofkeleniyorum ki bu orumcek zihniyetli insanlara. Bugun eger bu Ulke'de farkli inanclara ya da goruslere yonelen insan sayisi hayli artiyorsa bunun sebebi "dinci" kesimdir. Kur'an "oku!" emriyle baslar. Hz. Omer "bana bir harf ogretenin 40 yil kolesi olurum" der. Hz. Muhammed (sav) Bedir/Uhud/Hendek savaslarinda esir alinan insanlari her biri, sayisini tam hatirlamiyorum, bilmem kac kisiye okuma-yazma ogretmek sartiyla serbest biraktirir. Bu gercekleri gordukten sonra dusunmeden edemiyorum ileri-geri kavramlarini. Hadi diyelim cok mu Muslumanlik koktu bu ornek. Antik Yunan'a ne demeli? Adamlar felsefe, tiyatro ve daha bir cok alanda bizden katbekat ilerideler.


Muslumanlik denilince onemi ve yeri bu kadar onemli olan Peygamber ve Halife okumaya, ilime bu denli onem vermisken sen kim oluyorsun da benim inancimi yargiliyorsun? 


Geciyorum bu konuyu (gerci gecemiyorum maalesef, ama dusunmemeye calisiyorum) medyaya bakiyorum. Bugun konusan, fikir beyan eden, yonetime elestride bulunan insanlarin cogu iceride. Disaridakiler de korkudan ya susuyorlar ya da sacmaliyorlar. Ece Temelkuran'in yazisini okudum ne guzel soylemis "Onlara okutun!" basligi altinda. (Isteyenler icin: http://www.facebook.com/photo.php?fbid=396408450420244&set=a.366677283393361.83774.364567080271048&type=1 ) Gercekten merak ediyorum hak hukuk kavramini nasil anlatacak bu insanlar gelecek nesillere? Ya da bunca olup biten karsisinda "sen neden hic tepki vermedin anne/baba/amca/teyze?"dediklerinde ne diyecekler acaba. Diyorum ya okudukca mutsuz oluyorum, okumak istemiyorum; ama ruhuma zerk edilmis bir zehir misali okumadan, sorgulamadan, dusunmeden duramiyorum.


Ceviriyorum sayfayi, Milletvekilinin "veledi" kendisiyle tartisan polisi bulmak icin siraya sokuyor Polisleri, apoletlerini cikarttiriyor ve hangisiydi bulmaya calisiyor kendisiyle munakasa edeni? "Aloooo zibidi, kimsin lan sen?" deyip, okkali bir Osmanli indirmek istiyorum bu cocuga ornegin. Babasini da ayri koteklemek gerek ha keza! N'asil olur da bir veled gelip bir memura hesap sorabilir? Tabiki sorabilir, neden o Milletvekili cocugu!!! Biz neyiz? O.cocugu mu? Soylenecek o kadar cok sey var ki, yine "Sus Huzur sus, lanet olsun de" diyorum. Baska bir basliga takiliyor gozum. Daha gectigimiz ay mezun olan bilmem ne Baskani'nin oglu TOBB'a Danisman oluyor. Yanlisim varsa duzeltin; ama Danismanlik benim bildigim bir meslekte yillarca calisip, yeterli doyuma erismis, meslek bilgisi anlaminda "ISE YENI BASLAYANLARA" bilgi aktarimi yapmak degil midir? Genelde de emekliligi gelmis ya da emekliye ayrilmis 60 yas ve uzeri hanimefendi/beyefendilerin olusturdugu bir guruh degil midir? 


Oyleyse bizim "korpe Danisman'in" TOBB gibi bir Universite'de ne isi var? Aaaa, yine unuttum. Babasi Meclis'te canim.. Haklisiniz, affedin sacmaladim yine. Dogu'da bir Universite'nin sinavindayim. Rektor Yardimcisi da gozetmen. Sinav sonrasi da bir tanisma olsun diye insanlarla konusuluyor, derken bana geldi sira. Sayin(!!!) Yardimci bana "kimi taniyorsun?" gibi bir imada bulundu. Cenemi tutabilir miyim? "Diplomami taniyorum" dedim. Haliyle Rektor Yrd. tanis degilmis benim diplomamla o yuzden 1.yedek olarak kalmistim.Sonucta giremedim o Universite'ye.


Cok sorguladim kendimi. Onca basvuru, is gorusmesi, sinav sinav sinav... Acaba gercekten gerizekali miyim? Hani Onur Ogrencisiydim ben? Bolum 2.si olmustum hani? Tebrikler, Belgeler tutusturmustu hani Bolum Baskanim elime. 32+32=64 dis siritmistik hatta onunla patlayan tum flaslara? Neden peki bana hala "Ankara'da dayin var mi?" diyorlar. Yalan miydi bunca ugrasim? Ben elimde kitap uyuya kalirken geceleri, isten gelip ders calisacagim diye; babam/annem Meclis'te olmadiklari icin meslek sahibi olamayacak miyim? Ya da Ozel sirketteki adam erkek oldugum icin bana yatma teklif edemeyecek ya da tercihleri hemcinsinden yana olsa bile fizigimi begenmeyip benimle duzusmeyecek diye issiz mi olmak zorundayim?


Yoruldum artik. Ben ve benim gibi emegi somurulen insanlarin hakettigimiz yerlerde olamamasindan gercekten yoruldum! Kufretmek de rahatlatmiyor. 2 pakete cikardim sigarayi, iiiihhh yok o da fayda etmiyor! Aklima su geliyor sadece: Bunca mutsuzluga neden olan %50, acaba emeklerim sonucu elimde kalan hayal kirikliklarina bakarak doktugum ve dokulen gozyaslarinin hesabini her iki cihanda da acaba nasil verecek?

28 Temmuz 2012 Cumartesi

HARF ONAYINA SON!!

İsviçreli bilim adamlarıyla görüşüp ettikten ve biraz da bu alanda çabaladıktan sonra ''harf onayını'' kaldırdım sanırım. Bütün blogdaşlara duyrulur... :)

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Yasanmisliklar...

Hayat felsefesi okumak, gezmek, sevdikleriyle vakit gecirmek olan bir mahluk olarak iftar sonrasi ne yapsam ne yapsam diye dusunurken gecenlerde bahsettigim, benim icin "mercan" misali degerli arkadasimi aradim ve atladim arabaya solugu yaninda aldim.


Nasil ozlemisim seni... Simsiki sarildim canim dostuma. En sevdigi tatlilardan da aldim ki tatli tatli konusalim. Oyle olmadi elbette, hangi gercek damakta muazzam bir tat birakir? Mevzu bahis hayat ise...


Ne yaptin ne ettin faslina girdik, gorustugum kisiden bahsettim derken cenem dusmus biraz da sen anlat dedim. Gecmisi yadederken ne denli temkinli olmak gerektigini bir kez daha anladim... Diyorum ya beni en cok yoran soru "neden?"dir diye. Artik "cunku" ile baslayan cumleler kurmak istemiyorum. Insanin yureginden kaldirdigin her tasin altindan cevabini tasiyamayacagin nedenler ve cunkuler cikiyor maalesef...


"Anlamiyorum huzur, ben bu kadar insan olmak derken neden karsimizdakiler bu kadar dusuncesiz?" dedi. Ne diyebilirdim, bulabildigim butun kotu anlamlari yukleyelim hadi o insan(!)lara, ne degisecek bizden alip goturduklerinden sonra? O kadar salak ve koruz ki gercekten gozumuze perde inmis! Bakmak-gormek ikileminde kivraniyoruz her an; ama sadece bakakaliyoruz...


Hayatimizda yer eden/etmeyen canlilar icin o kadar cok uzuntu biriktiriyoruz ki artik seri cinayetlerin, ensest iliskilerin, guvensizliklerin, ofkenin kisaca KOTULUGUN bu denli artmasina sasirmiyorum! Gecim derdi, nefis, hirs...Bu duyguyu tetikleyen o kadar cok sey var ki... Ozunde "insan olmayi" icsellestirememek yatiyor bana sorarsaniz. Bugun "benim olmayan baskasina yar olmasin, tek gecelik anlik zevkler hayatimi idame ettirmem icin kafi" diye bir mentaliteyle hareket ettigimiz surece yuregimiz ve "INSANLIGIMIZ" o denli yok oluyor; ama bunu bile goremeyecek kadar koruz!!!


N'asil bir bunyeyiz ki uckurumuz, karsimizdaki insanin kan bagini yok sayabilecek denli gevseyebiliyor? N'asil bir bunyeyiz ki din din din diye haykirirken en buyuk DINSIZLIGI yapabiliyoruz "kul hakki" yiyerek? Hic mi beynimizi kullanmak zorunda hissetmiyoruz kendimizi? Farkli olana ya da bize "normal gelmeyene" (ki hala bende oturmus bir kavram degildir) istedigimiz tepkileri futursuzca verebiliyoruz? Bu hayat o insanin. Bana ne, sana ne, bize ne!!! Rezil etmek de vezir etmek de kisiye kalmamis mi? Ahlak denen kavram kisilerin bastirilmis duygularinin disa vurumundan baska nedir? En basiti, uzerimde yuzucu atleti altimda sort ana caddede arabadan inip pastaneye girdim bir seyler almak icin ve butun insanlar donup bana bakiyor! Neden? Cok mu gunah, ayip ya da yanlis? Giyecek kiyafetim yok desem kac tanesi gelip beni magazaya goturup ustumu giydirecek de giydigim kiyafetin namus bekciligini yapma hakkini kendinde goruyor?


O kadar cok sey konustuk ki... Oylesi derinlestigimizi hissettim bir an.. Satir arasinda bana soyledigi iki kelime kafamda o kadar cok ampulu yakti ki... Kimse durup duruken kotu olmuyor, farkli olmuyor, ofke krizine girmiyor. Doga kanununda koseye sikistirilan bir hayvan bile savunma mekanizmasi gelistirirken, insan onurunu hice sayan ve nezdimde hayvan dahi olamayacak canlilar karsilarindakine zarar vermeyi nasil kendilerine bu denli reva gorebiliyor?


Insansizlasmaya tahammulum yok! Su yasa kadar ogrendigim tek gercek su: "Anne, baba, kardes, dost, sevgili...Hayatimizdaki yeri farketmeksizin butun bunyeler iyidir, hostur, guzeldir; ama ASLA VAZGECILMEZ DEGILDIR!" Anladim ki bir insani vazgecilmez kildigimizda ilk vazgecilen biz oluyoruz. Cok igrenc bir cumledir, maalesef hayati ozetler "Koyan makbuldur!" Bundan mutevellit, gunumuzde insanlar surekli koyuyor... Ama laf kokuyor, ama posta koyuyor, ama bedenimize, ruhumuza, hayatimiza koyuyor. Bir sekilde bize giriyor ve gozumuzde,ne yazikki, ilahlasiyor!!!


Kucucuk bir yuregimiz var; ama icine onca aci sigdirmak zorunda kaliyoruz. Kalp dedigimiz organi kullanmayi ogrendikten sonra o kadar cok yoruyoruz ki beynimize ihtiyac dahi duymuyoruz, sonunda "duygusal moronlar" olup cikiyoruz. Hic unutmam Universiteyi kazandigimda annem bana aynen su cumleyi kurmustu "Oglum sen salaksin, bu sene okulunu donduralim ve eger bulabilirsek saflari hayata karsi egitme kursu bulalim once sen oraya git, cunku seni yerler gittigin yerde cok aci cekersin!" Cok kizmistim anneme cunku henuz 16 yasindaydim ve her sey iyilikle var oluyordu gozumde. Universiteye gittikten sonra anladim ki meger ne hakliymis...Canim insanlardan yana hayli yandi; ama pes etmedim. Gun gelecek ve insanligi icsellestirmis bunyeler de bulacagim kendime dedim. Evet belki sayilari bir elin parmagi kadar; ama onemli olan onlari bulup kesfetmek...


Canim dostum su cumleni asla unutmayacagim " Hayatimda hep ol huzur, senin yaninda nefes aldigimi hissediyorum..." Gonlumde mercansin can dostum. Yuregimin derinliginde sakli ve kiymetini bilenin anladigi...


Huzur dolu bir gunde nefes alabildigimiz yasanmisliklara goz acabilmek umuduyla...

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Icimdeki Umit Usta :)

Ramazan geldi, hos ve sefa geldi.. Haliyle iftarcilik oynamaya basladik hep birlikte...


Birkac gundur abimin gelisi,annemle ablamin ateskesi derken hep bizimkilerde iftar yapiyorduk. Dun dedim ki "abla arkadaslarini cagir size ben iftar hazirlayayim, evde yiyelim bugun" Atladi tabi ablam. Garibim yogun calisiyor ve kendimi bildim bileli hic hazetmez yemek hazirlamaktan:) Istese muthis seyler yapar; ama ben varim ya ne gerek var modundadir hep:)


Her neyse, bugun hazirlik yapmam gerekiyor, aksama misafir var malum. Ne yapsam diye dusunuyorum, fikir "annemden" ve marifetli arkadaslarimdan da icazet aldiktan sonra menu olustu kafamda. Guzel bir anali-kizli (knorr sagolsun)+bol tereyagli pilav+firinda tavuk+mevsim sebzelerinin essiz lezztinde salata+cikolata soslu irmik tatlisi...Menu guzeldi..


Hemen manava gittim alis-veris yaptim; kendimi yarisma programinda gibi hissediyorum bir yandan:) Eve geldim hummali bir calisma sonucunda saat 16:30-20:00 arasi her sey hazirdi. Bir yandan tirsmiyor degilim, cunku firinda tavuk ilk deneyimim. Evin icinde muthis bir baharat kokusu, pilav kokusu, sebze kokusu...


Sofrayi kurdum, corbalari koydum, ezanla actik orucumuzu (Allah kabul etsin). Corbadan sonra ana yemek servisini "yusuf" esliginde yaptim. Ablamin arkadasi ilk lokmayi aldi ve su ses: "mmmm huzur harikasin"...O anki rahatlamami anlatamam:) Derken ablam yemege basladi "Aferin huzur, kpss olmazsa sana bir restorant acabiliriz, biraz daha gelistir kendini"..Tamam dedim bu is halloldu. Ben de yemege basladim, gercekten ilk denemem kayda degerdi :) 


Yemek bitti cay fasli, tatli fasli, Turk kahvesi fasli...Geceyi cok guzel noktaladik. Hatta bir ara yemegin fotografini cekip bloga koymak dahi istemistim; ama bendeki teknoloji ozru bu dusunceyi haliyle curuttu :) Bu arada Werther, minigim, aklima sen geldin. Dedim "bizim sipa da burda olaydi, iki lokma yiyeydi abisinin yemeginden":) Sozum soz sana, yemek yapacagim ve yiyecegiz.. Hatta kalbi guzel butun insanlar davetlidir:)


Yemek yaparken rahatladigimi hissettim. Hele de salata yapmak inanilmaz huzur veriyor.. Yesil renginin dinginlik verdigini bir kez daha kanitladim kendime.. Suan ufak bir sirt agrisi disinda hissettigim tatli bir yorgunluk. Burdan Umit Usta'ya seslenmek istiyorum "Sen olmedin Ustam, izinden gitmek icin var gucumle cabaliyorum. Mekanin Cennet, yattigin yer nur olsun.."


Butun blogdaslarima iftar tadinda bir huzur diliyorum...

Benim sana gonlum var gibi gibi...

       Oncelikle tatli bir gunaydin tum blogdaslarima. Sunu da belirtmek istiyorum: siz siz olun SAKIN yurtdisindan laptop falan almayin! Biktim yillardir eksik alfabe kullanmaktan... 


       Bu gereksiz ayrintidan sonra gel gelelim bana. Yaklasik 1 haftadir gorustugum biri var. Surekli iletisim halindeyiz. Netten, telefondan, butun kitle iletisim araclarini seferber etmis durumdayiz anlayacaginiz. Haliyle "Ne zaman geleceksin?" diyor, Istanbul'da cunku. Suan Ramazan, gitmem namumkun acikcasi. Istemiyor muyum? Elbette gitmek istiyorum; ama hani bir de su var: Cok guzel konusuyoruz, keyif aliyorum sohbet etmekten, inanin havadan sudan konusuyoruz saatlerce; ama insanin suratinda sapsal bir gulumseme. Eeee? diyorum kendi kendime. Sonra? Ne hissediyorsun? Tamam farkli bir kipirti var icimde; ama ayni kipirti karsi tarafta var mi? Onu bilmiyorum...


       Bugun is gorusmesi vardi mesela, ne giyeyim diye sordu. Sunlar, sunlar diye anlattim ettim. "Orda olsaydim kendi ellerimle hazirlardim seni"dedim. Evet, ikimizde de bir sey var hatta "Benim ona gonlum var gibi gibi" ama soru isaretleri, soru isaretleri...


      Hoslanmiyorum diyemem; ama adi konmus bir seyler de yok. Kabul ediyorum daha cok erken; ama her kosulda onunu goren biri olmaliyim ben, o yuzden bocaliyorum hep bu safhada. Ki gecen konusurken "Erkegin kalbine giden yol midesinden gecer, ne yemek yapacaksin bana?" seklinde bir sey soyledi:) Hosuma gitti mesela (Utandim gercekten)..


     Bilmiyorum blogdaslarim, duygularimin ve dusuncelerimin netlesmesini istiyorum artik. Hepimiz mutluluk dolu bir gune baslayalim bugun. Tebessum ile... :)



20 Temmuz 2012 Cuma

Hosgeldin...

Yine bir yil donumu ve yeni bir Ramazan. Hosgeldin 11 ay'in sultani..


Kucuklugumden beri hep farkli gelmistir bana Ramazanlar. Eskiden daha eglenceliydi derler ya, populist kulturun ilk kurbani eski donemin son kivilcimi bir kusak oldugum icin sanirim sonuna yetisebilmistim o guzelliklerin.


Okuldan gelir anneme yardim ederdim masa kurma konusunda. Hala daha annem bana kurdurur masayi :) Cunku catal-kasik ve ozellikle de bicak nizamini sofralarda oturtan benim bizim evde ve maalesef tek bicak kullanan da benim.Hep alay konusu olmusumdur bicaksiz yemek yemiyorum diye. Ne yapayim sevmiyorum ellerimle yemege girmeyi. 


Hele de sabah kahvaltilarinda recelini cataliyla alip sonra agzinin icinde butun tukurugunu o catala bulastiran insanlardan nefret ederim!!! Cok bilirim recel kasesini cope boca ettigimi ya da yeni bir kaseyi sofraya koyup evdekileri tehdit ettigimi, bunun icine kimse catalini sokmayacak diye!!!:)


Ilk gunuydu bugun Ramazan'in. Evet, kesinlikle eski guzelligi kalmadi; cunku yaza geldigi icin insanlar maalesef tutmuyorlar. Inancliyim deyip tutmayan insanlara kiziyorum. 4-4luk Musluman miyiz sanki de yilda bir ay kendimizi ve nefsimizi frenleyip yapmiyoruz bu guzel ibadeti? Kabul ediyorum yaz vakti, zorlaniyoruz; ama bu zorlugu verenin bunun karsiliginda verecegi mukafatin da ne denli buyuk oldugu hic mi aklimiza gelmez? Cogu insana tuhaf geliyor bu. Insanin tercihlerinin hemcinsinden yana olmasi onun dini duygularinin da farkli olmasi anlamina mi gelmeli illaki? Inanmayan insanlara ya da farkli gorustekilere saygim sonsuz; ta ki benim inancimi sorgulamaya baslayana kadar. Ben senin inancina yorum yapmiyorsam sen de kapatacaksin ceneni bir zahmet!


Cok dagiliyorum, ilk gunun etkisiyle mazur gorun:) Aksam 20.31 iftar vaktiydi ve hayatimda bugunku kadar hic zorlandigimi hatirlamiyorum Allah'in gucune gitmesin. Bas agrisi, mide bulantisi, titreme, usume akliniza gelebilecek ne varsa mevcuttu ben de. ilk gun olasi sebebiyle disarda yapalim dedik iftari. Ablam geldi isten, o sirada ben annemi almaya gittim ablami da aldik ve gittik mekana. Gittik de siz gelin bir de bana sorun nasil gittim oraya kadar? Resmen Allah yardim etti de sag salim goturdum bizimkileri... Caktirmamaya calisiyorum; ama elim ayagim titriyordu arabayi kullanirken. Neyse actik orucumuzu; ama bulantidan yemek yiyemiyorum. Bas agrisi da cabasi..Iki kasik corba ictim ilac attim agzima, yediklerim resmen cikmaya calisiyor icimden, deli bir mucadelenin sonunda ben kazandim zaferi:) Abartmiyorum kendime gelmem saat 11'i buldu, ondan sonra bir seyler yiyebildim. Simdi daha iyiyim hamdolsun. 


Ilk bir iki gun vucut alisana kadar olacak bu endikasyonlar; ama cok surmemesini diliyorum. Bu ay'in hurmetine bagislanan kullardan olmak duasiyla..Hayirli Ramazanlar...

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Dil dursa HUKUMET tende can durmaz!!!!

Huzur sus, konusma! Huzur yazma sacma sapan her yere! Birak sen mi kurtaracaksin bu ulkeyi? Sovunce degisiyor mu bir seyler, hayir!!!


Takatim kalmadi artik. Her gun farkli bir seye sinirlenebiliyor insan... Psikiyatri servislerinin onundeki kuyruklarin uzama sebebi daha bir mantiga sigar hale geliyor.


OYP kadrolarina bakiyorum, ilan vermis devletimiz sagolsun!!! Ulan 100 kusur Universite var, bizim bolum toplasan 15-20 Univarsite'de mevcut; ama her Universite'de en az 3-5 Ilahiyat Kadrosu var!!! Bu nasil bir mantiktir? Herkesi imam yapalim, Din Kulturu ogretmeni yapalim, eee? Ne olacak? Muhendise avukata, doktora, ogretmene ihtiyac olmayacak mi? Enderun'u yeniden mi kuracagiz? Ver Hadis, tefsir, fikih. Sonra?


Amaciniz nedir? Iranlasmak mi? Baksaniza en buyuk nukleer santrallerden biri orada mevcut!!! Irak'tan sonra yusuf'a baglayan Amerika giremedi oraya, ah hukumet, gormedin mi? Gelsinler de 2.Hirosima'yi yasasinlar dedi Iran, kuyrugunu kistirip kacti Amerika. Ders cikartin biraz, bu kadar mi korsunuz?


Teokrasi ne kazandirdi bu ulkeye? Araplar arkanizdan vurmadi mi sizi hala vurmaya devam ederken? Okumak istemiyorum; ama bakmadan gecemiyorum lanet olsun!!!


Kendinden tiksinen bir halk olduk sayenizde. Yaptiginiz sinavlar insanlarin elinde dolasir, kopyacilariniz il il atanir, Ankara'da babasi olanlar universitelerde danisman olur? Halkin sucu ne? Dayisi, amcasi olmamasi mi o UYUKLADIGINIZ koltuklarda?


Bakanlikta facebooklari takip eden bir kurum kuracak kadar acizsiniz siz! Halkinizin elestirmesine tahammul edemeyecek kadar basit! Sanatina sahip cikmayacak kadar yoz, gencligini apolitize edecek kadar fesat, ve kurtaj gibi ciddi bir sorunu Suriye olayinin ustune carsaf edecek kadar alcak!!!!


O kadar doluyum ki gunlerdir Hakim bey sarkisini dinliyorum! Gayet acik bir sekilde anlatmis Minik Serce sizi. Nefret ettirdiniz insanlari, alkisi hakediyorsunuz aslinda amaciniza ulastiginiz icin. Sizin gibi zihniyeti basimiza getiren butun insanlara hak aslinda bu muamele. Eminim Ataturk ve diger tum atalarimiz suan utanc duyuyordur sizden!!! Sizin gibi bir yonetimden utanmayanin ya ruhu koseledir ya da insanligi yozlasmistir.


Cok doluyum blog. Gordugum sadece kara bulutlar... Simsekler cogalmis durumda... Dumen biraz daha zorlaniyor yonunu bulmakta... 

15 Temmuz 2012 Pazar

Gecikmeli soylesiler...

Bugun cok sevdigim eski okulumdan bir arkadasima gittim kahvaltiya. Bayiliyorum yahu yemege. Ne yapayim onumde yemek olunca ki hele de bu kahvaltiysa kim tutar beni? Yiyip yiyip gobegime bakmak da ayri bir zevk :) 


5.5 kilo tabiri caizse  "dossungcug" gibi hayata gozlerini acan biri olarak zayiflamak Ajda Pekkan'in haci olmasi gibi bir sey olsa gerek benim icin:) Garibim annem, olan ona olmus. Tek basina carsi-pazar yapamazmis. Eskiden Gima simdi Carrefour'a gittginde beni tezgahtarlara birakip oyle alirmis alacaklarini:) Ben de az "bit yavrusu" degilim, hemen sebeklik yapip sevdirirmisim kendimi, bir gun tezgahtarin elinde uyuya kalmisim; garibim raftan yeni battaniye cikartip kundaklamis beni annem alana kadar misil misil uyumusum. Ruhumda var bir garfield, kabul ediyorum:)


Bu guzel anekdottan sonra konuya girelim artik degil mi? Ne diyordum, heh bugun arkadasima gittim. Kendisi bizim "cucuk" kadar sehrimizde son derece "marjinal" ve rahat yasayan biridir. Gipta ederim onun o rahatligina. Ne zaman bunalip arasam "amaaan sevis gecer" diyen bir tiptir:) Yine kirik kalbinden bahsederken artik tamam dedim soylemeliyim ona da gercegi. "Seni cok iyi anliyorum benimki de ayni sekilde okuzdu" dedim. Haliyle "seninki?" dedi. Adini ve meslegini soyledim. "Ohaaaaaa, meslegi o mu gercekten?"dedi. (Meslegini ozellikle belirtmiyorum, bildigimiz; ama cok da siradan olmayan ve saygi duyulmasi gereken bir meslek oldugu icin). 


Ikimiz de soktayiz. Ben bu konuda bana hicbir tepki vermeyip direk meslegine odaklandigi icin; o da o meslekte biri oldugu icin. "Nasil yani sasirmadin mi" dedim. "Yavrum salak misin ben bu yasa geldim (37) cozemedim bu okuzleri sen daha 24unde mi anlamaya calisiyorsun?" dedi. Huzur doldum gercekten. Cunku kalabalikta otururken sevgilim oldugunda konusmak zor oluyor ve genelde sorun oluyordu. Ohhh bee dedim, rahatladim dedim.


Sonra tabi gecmis yasanmisliklarimi anlatiyorum, derken tanistigim insanlardan bahsettim. "Bu arada ben hic dusunmemistim; ama sayisi baya fazlaymis yahu" dedim. Tepkisi beni oldurdu. "Lan serefsiz bana bok atarken iyiydi degil mi Mujde Ar derken" seklinde. Baya gulduk sonraki cumle su " Kendini aynaya bakiyormus gibi hissettin degil mi?" dedi. Gozumden yas geldi resmen gulmekten. Yazarken komik degil; ama onun o surat ifadesi ve soyleme sekli beni krize soktu diyebilirim.


Sonra Turkiye'nin gerceklerinden bahsettik. Kliselerdi konusulanlar: Bu Ulke'de zor vs. seklinde. "Ben bu kadar zorlanirken birliktelik konusunda, senin iki kat daha zor bu Ulke ve bu sehirde. Senin yasaman gereken bu Ulke degil oglum" dedi. Hem hak verdim, hem haksiz buldum.


Hak verdim, evet cunku son derece tutucu bir Ulke'deyiz ve gidisatimiz icler acisi. Ickili mekanlara kimlik birakarak giriyorsun maalesef. Insanlar seni fisliyor direk "Ayyas, dinsiz vs" seklinde. Ici konusu boyle hassaslastirilmisken bizimle alakali dunsecelerini tahmin etmek cok da zor olmasa gerek. Hak vermiyorum cunku bugun LGBTT yuruyusleri yapiliyor ve ebeveynler dahi sokaklari doldurabiliyorsa bu halk biraz bilinclenmis demektir. 

O yuruyuslerden birine annemle katilmak isterdim; ancak imkansiz. Degil katilmak "Anne biliyor musun ben hemcinslerime ilgi duyuyorum" desem once suratima tukurur sonra da mahkeme karariyla soy bagini keser muhtemelen.


Sonuc olarak, yakin hissettigim bir dostuma daha bunu itiraf etmenin huzuru icerisindeyim. Gelecek guzel gunlerin hepimize oncelikle Kadro sonrasinda saf-i mutluluk getirmesi dilegiyle... 

Ah Srebrenitsa...

Yil 1995... Takvim 11 Temmuz'u gosteriyordu.. Avrupa'nin ortasinda, Bosna-Hersek'te 8.500 insan bir gecede katledildi..


Bu yaziyi 4 gun rotarli olarak yazdigim icin kendimden utaniyorum. Evet kendimden utaniyorum. Bosna gonullusu bir insanim ben. Bu konuda bir hayli arastirma ve bulabildigim bir suru romani da okudum. Bir cok insanin da bilgienmesi gerektigine inaniyorum.


Nedir Bosna katliami? Neden yapilmistir? Hangi ofke insani bu denli kudurtabilir? Altini istediginiz kadar doldurabilirsiniz; ama ozunde "MUSLUMAN KATLIAMI"dir Srebrenitsa'da yasananlar. Sirp Komutan Ratko Miladic ve Sirp Partisi lideri Radovan Karadzic'in onderliginde 1992 yilinda Bosna-Hersek'in bagimsizligini ilan etmesiyle baslayan "Sistematik Iskenceler" 1995 yilinda doruk noktasina cikti ve bir soykirima girisildigi tum Dunya'nin gozune sokula sokula beyan edildi! 


Bir gecede oldurulen insan sayisinin 8.500 civari oldugu soylense de Uluslararasi Kizilhac Orgutu'nun raporuna gore 92-95 yillari arasinda toplamda 312.000 civari insanin katledildigi ve bunun 200.000 kadarinin Bosnaklara kalaninin Hirvatlara ait oldugu soyleniyor.


Sosyalist bir insanim ve bu ugurda mucadelemi elimden geldigince vermeye calisirim. Fasizanlik tahammul edemedigim seydir. Mumkun olsa da Tek bayragi olsa Dunya'nin, hepimiz ayni mutlulugu ve kardesligi paylassak derim utopik bir sekilde. Mamafih, Sirplara tahammulum yok! Tatil yerlerinde karsilastigim, yurt disinda oturup sohbet ettigim kucugunden buyugune ne kadar Sirp varsa bu kadar mi milliyetci olunur? Nasil bir ofke besler bu insanlari demekten alamam kendimi.


Ne gunahi vardi bu insanlarin? Minnacik bir toprak parcasinin kavgasinin kefareti olmak zorunda miydi bu insanlar? Isin en tiksindirici yani ne biliyor musunuz: Onca insanin oldurulmesine onderlik eden Radovan Karadzic bir psikiyatrist! Bu adam normalde insanlarin ic dunyalarindaki sorunlari tedavi etmeye calisiyor, ruhlarindaki yaralari ortmeye calisiyor!!! Nasil bir ruh hastasisin sen demekten alamiyorum kendimi? Boyle guclu bir yonu Sirp halkini galeyana getirmek icin kullaniyor dusunebiliyor musunuz? Amac nedir: Sirbistan'in topraklarini genisletmek. Osmanli'ya bile en cok sorun cikartan azinliktir Sirbistan, Yunanistan'dan sonra.


Bu konuya nasil merak saldim bilmiyorum; ama en buyuk hayalim eger olursa atandiktan sonra Srebrenitsa yuruyusune katilmak. Her yil 8 Temmuz'da baslayip 11 Temmuz'da biten bir yuruyus yapiliyor Srebrenitsa'da. 100kmlik bir yol yurunuyor..Geceleri cadirlarda konaklaniyor. 11 Temmuz'a gelindiginde toplu mezarlarin oldugu yere variliyor ve katledilen bu insanlar icin dualar okunup ibadet ediliyor.


Yuruyus yolu ise normal asfalt degil, Srebrenitsa'dan kacan insanlarin kullandigi dag yolu. Patikalardan yurunuyor o insanlarin gectikleri yerleri gorebilmek icin o can havliyle...


O kadar can yakici gercekler var ki ortada hangine kizacagini sasiriyor insan. BM'den yardim istiyor Bosna Hukumeti ve Hollanda asker yolluyor Srebrenitsa'ya ve ne yapiyor biliyor musunuz? Butun Bosnalilarin silahlarini elinden alip Sirplara veriyor! Evet evet, savasi sonlandirmak ve ateskes yapmak icin gelen BM askerleri Bosna'yi silahsizlandirip el altindan silahlari Sirp tarafina veriyor. Tanidik geldi degil mi? Aynen, yillar once Mondros Antlasmasi'nda oldugu gibi. Yine silahsizlandirilan ve kurtlar sofrasina birakilan bir halk... Bos yere demiyorlar tarih tekerrurden ibaret diye..


Bosna ile alakali okudugum kitaplardan aklimda kalanlari paylasmak istiyorum sizinle: Ayse Kulin - Sevdalinka, Sinan Akyuz- Incir Kuslari, yazarlarini ve isimlerini hatirlamadigim, Bosnali kadinlarla yapilan roportajlari iceren birkac kitabim daha var. Ilgilenenlere seve seve tavsiye edebilirim. Yapilan iskenceleri havzalasi almiyor insanin. Dusunebiliyor musunuz "TECAVUZ KAMPLARI" kuruyor sirplar, hem de daha once ahir olarak kullanilan yerlerde. Butun Bosnak kadinlari yaslari ayrilmaksizin bu yerlere tikiyorlar ve istedikleri gibi tecavuz ediyorlar; eslerinin ve cocuklarinin gozleri onunde.


Kadinlari hamile birakmak icin ellerinden geleni yapiyorlar. Iskenceleri anlatmayi ne insanin vicdani kabul eder ne de insanliga sigar. Bildigim su ki bu kitaplari ve o gercekleri okurken gozyaslarimi tutamadigimdir. Boyle bir vahset olamaz. Avrupa'nin ortasinda insanliga tecavuz ediliyor, haklari cigneniyor, yasama haklarina goz dikiliyor ve medeniyetin mihenk tasi olarak gorulen Avrupa'nin agzini bicak acmiyor!!!


Isin insanin icini acitan taraflarindan biri de ne biliyor musunuz? Bu katliami gerceklestiren adi,  serefsizlerden karadzic kayiplara karisiyor ve yillar sonra oturdugu evin bir sokak altinda bir evde bulunup tutuklaniyor! 10 sene kadar interpol tarafindan arandiktan sonra hem de! 98 - 99 olmasi lazim yilini net hatirlamiyorum, bu yilda cekilmis videolari var bu alcagin. Bir dugunde oynarken. Dusunun sizin anne-babalarinizi, kardeslerinizi katleden adam yillarca bulunamiyor, en son kendi evinin bir alt sokagindan cikiyor.


Anlatacak cok sey var; ama ben sozu kitaplara ve bu olayi ilk eden yasayan insanlara birakmak istiyorum...


Onumuzdeki yil 8-11 TEMMUZ arasi bu yuruyuse benimle katilmak isteyen butun arkadaslara sesleniyorum. Bu duyarliligi benimle paylasirsaniz cok mutlu olurum. Long Live Bosnia!

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Moladan sonra..

Kpss'ydi, arkadasimdi, tatildi derken ben okumayi birakali yaklasik 3 ay olmus. Dun annemlere gittim ve kitapligimda depo yaptigim kitaplarimi aldim bir guzel. Nasil ac kalmisim okumaya, nasil ozlemisim kagit kokusunu...


Ilk romanima basladim hemen. Mehmed Uzun "Yitik bir askin golgesinde" aski ve siyasi dusunceleri arasinda kalan bir adami anlatiyor... Bunun disinda Hifzi Topuz, yine bir Mehmed Uzun ve Oguz Atay "Tutunamayanlar"... Ocak ayinda okumaya baslamistim, sonra sinav var diye birakmistim, kaptim onu da kitapliktan okumaya devam elbette... Filmlerim de var, kendimi parasizligimla birlikte eve kapatip edebiyatin kolarina birakmayi dusunuyorum..


Nette haberlere bakiyorum ne olacak bu Kamu Personelini Sevme(!) Sinavi diye. OSYM baskanimiz aciklamalarini yapiyor "aramiza nifak tohumlari serpmeye calisiyorlar"diye. Pardon Baskan ama aramiz ne zaman iyiydi? Siz guvenirliginizi yitireli yillar oldu... Sizden yana olan gorusleri tutmuyor diye ya da Ankara'da ozellikle de OSYM'de dayisi(!) yok diye insanlar bu sorulardan mahrum mu birakilmali? Ya da dayisi var diye butun sorular bu insanlara verilmeli mi? Tavuk-yumurta dongusune bagliyor bu is. Allah'tan bulun baska sozum yok!


Gecelerce calisip sinir krizi geciren, gozunden yas akarken hemen gozunu silip bir soru daha cozmem lazim diyen emekci insanlarin 
KUL HAKKINI nasil odeyeceksiniz merak ediyorum? Bu Dunya'da kadrolu bakan olanlarin obur Dunya'da "ucretli goren" olacagina inaniyorum... Melekler gelip size: 'Bakin cennetten secmeler' diyecek:)


Yine sisteme ucundan kosesinden giydirdikten sonra bu ara yuzlerce kez dinledigim ve ezgileri beni benden alan iki sarkiyi tavsiye etmek istiyorum;


1- Birsen Tezer: Sen bana yangin ol efendim, ben sana ruzgar
2- Servet Kocakaya Gewre min( Kumralim)


Her ikisinin de ezgileri cok guzel, rahatlattigina inaniyorum. Dunya'daki butun guzel ezgi ve sozlerin sifa niyetine mutluluk dagitmasi dilegiyle...

13 Temmuz 2012 Cuma

Cesm-i Cihan( Nam-i diger: AMASRA )

Onceki yazimda arkadasimin geldiginden bahsetmistim. Once merkezde gorebilecegi yerlere gittik, ikinci gun ver elini Amasra.


Kisaca tarihinden bahsetmek gerekirse Bartin'in ilcesidir Amasra. Fatih'in burayi fethettiginde soyledigi sozdur"Cesm-i Cihan burasi" diye. Gercekten gorulmeye deger bir yer. Denizi, kalesi, sahili, yesili, gozlemesi, midye dolmasi (belki 50 tane yemisimdir:)...Minik bir doga harikasi.


Araba kiralayacak param olmadigi icin otobusle gitmek zorunda kaldik maalesef. Ellerimizde valizler indik Amasra'ya. Allah'tan cok uzak degil 2.5 saat suruyor.


Kiraladigimiz pansiyona esyalari biraktik. Hemen tatil moduna gectim tabi. Sortumu, yuzucu atletimi, parmak arasi terlikleri giydim attim kendimi sokaga. Biraz aksamustune kaldigimiz icin denize giremedik ilk gun. Soyle bir cevreyi gezdik birlikte. Amasra'nin sus esyalari meshurdur. Bir sokak bastan asagi ivir zivir dolu. Incik, boncuk bir suru sey. Saatlerimizi aldi o sokaktan cikmak :( 


Hic sevmem uzun uzadiya esyalara bakmayi. Ne yapacaksin can dostun bakiyor, katlaniyorsun. Sonra ciktik sahili turladik. Deniz kenarina indik, yerde armutlar ortasinda direk ustunde bir ates, cok hos bir mekan yapmislar. Icecegin elinde dalga seslerinin cikardigi melodi, kafanin uzerinde yildizlarin dansi...


Bir sure sonra oldukca bunaldim, tam o sirada mekan sahibi bir sarki acti "Angara'nin baglari da buklum buklum yollari..." Allaaaahh tutmayin beni, normalde okula arabayla giderken ne zaman bu sarki ciksa yol kenarina ceker oynardik arkadaslarla:) Firladim ayaga oynuyorum deli gibi. Bir anda etrafimizda oturan herkes oynamaya basladi.O salas mekani kir dugunune cevirdim:) Tam o sirada mekan sahibi gelmez mi? "Benimle oynayacaksin" dedi. Siritip bakiyorum adamin suratina; ama icten ice "oglum bak git" diyorum :) Dedem yasinda, kir sacli, agzinda buram buram bira kokusu...Nasil igrendim anlatamam. Neyse iki sallandik dedemle sonra " Hadi millet gidiyoruz dedim."


Kalktik biraz daha turladik, tabi ben bu sirada deli gibi nerede midye dolma gorsem yiyorum. Rahat 30 tane yemisimdir:) Artik kusacagim, oyle boyle degil, dayanamiyorum:) Derken tuttuk pansiyonun yolunu. Cok dandik bir evdi nuhnebiden kalma esyalarla; ama yeri cok guzeldi. Denizle aramizda 50 metre vardi:) Sabah erkenden kalktik, cektim mayomu, sigaram, havlum,kremler tuttuk denizin yolunu. Cocuk gibi mutluyum cunku bu sene daha deniz sezonunu acmamistim. Derken daldim denize yuzuyorum. Allahim sigara ne hale getirmis beni 20 kulac attim nefes alamiyorum. Dinlen Huzur yoksa sonunda dedigin olacak huzura ereceksin dedim:) Dinlendim, yuzdum yuzdum yuzdum... Eve geldik kahvalti yaptik aksama dogru yine deniz:) Bu sekilde 5 gunun gunduzleri denizde aksamlari sahil, cafe, canli muzik, halk oyunlari izleye izleye gecti. 


Cok yanamadim maalesef. Biraz kizardim o kadar. Bugun geldik eve. Arkadasim bayildi tabi, gitmek istemiyor; ama biletini aldik :( Sirada nereye gitsem diyorum; ama ekonomim Yunanistan'dan beter durumda:) Ramazan'a sayili gunler kala degerlendirmem lazim firsatlari:) 


Yorgunum blog, uyumam lazim biraz. Bu arada bu sicak beni mahvetti, sap sap ter akiyor vucudumdan:( Hala sinavla ilgili net bir haber yok iptali konusunda. Eylem yap yap biktim artik! Hakkimizda hayirlisi olsun ve Eylul'de kadrolu isbasi yapalim artik. Haydi kal saglicakla, gorusuruz yine...

8 Temmuz 2012 Pazar

Antep yeli...

Insanin dostuna yasadigi ve cok da secenegi olmayan bir sehri tanitmasi ne zormus... Can dostum geldi Antep'ten. Gunler oncesinden planladigim her seyi yapmaya calistim ilk gun icin.


Otogardan aldim arkadasimi, siki siki sarildim once. Ne ozlemisim... Hemen basladim anlatmaya once surada kahvalti yapacagiz, sonra sahile inecegiz, sonra yine deniz kenarinda cay iceriz, bak falan yer acildi orada da otururuz, soyle bir sehri turlariz vs vs... Garibim 15 saat yol cekti, ustune benim yuzumden ordan oraya suruklendi :) 


Ama ne yapayim hayatinda 4. kez deniz gorme sansi oldu canim arkadasimin, ben de sahilde oturulacak gezilecek neresi varsa her yere goturdum. Ici acilsin, butun kotu duygulari denize salsin diye... Otururken bana dedi ki: " Simdi neden senin universitedeyken her ay deniz gormek icin eve geldigini daha iyi anliyorum". Konya'da okuduk universiteyi ve Ic Anadolu'da yasayan arkadaslarin affina siginarak soyluyorum, gercekten yasanacak yer degil, en azindan benim icin.


Gozlerini mavi ve yesile acmis bir insan olarak deniz olmayan yerde nefes aldigimi hissetmiyorum. Havasi yavan, insan tuhaf karasal iklimin. Daha sert, daha sivri... Cok zorlandim o yuzden okurken. Frekansimiz hic tutmamisti Konyayla. Hep eksik bir seyler vardi... Oyle ki 4.yilin bitiminde ayrilirken arkama bile bakmadim. Ozledigim sadece dostlarimdir, paylasimlarimiz ve guzel anilarimizdir.


Hala daha Ankara'ya ya da deniz olmayan bir sehre yolum dusse hemen isimi bitirip donerim.Bir gun az kalmak kardir benim icin.


Neyse tum gun gezdik, yedik-ictik, bol bol yad ettik universite anilarimizi. Artik feneri sondurup eve geldigimizde garibim "Huzur artik basim donuyor, deniz carpti beni, yatayim" dedi :) Kiyabilir miyim hic? Hemen hazirladim yerini, misil misil uyuyor simdi. 


Gozundeki mutlulugu gormek yetti bana denize bakarken. Sanki bir sey kaciracakmis gibi ne zaman soz sukuta gecse gozu denizdeydi can dostumun tum gun. Hic rahatsiz etmek istemedim, biliyorum cunku ozlemini. Bir ara sohbet ederken ablam dedi ki dostuma:" Hayatinda ilk denizi ne zaman gordun?" Cevap:"ilkokul 4'te abla"... Icim gitti resmen. Sonra bir kez daha sukrettim bizi bu nimetten alikoymayan Yaratici'ya...


Tabi program akisi henuz bitmedi. Yarindan itibaren civar illeri de gezdirmeye calisacagim arkdasima elimden geldigince. Kendimi turist rehberi gibi hissediyorum. Bir de garip olan her gun alistigin manzarayi bir baskasina anlatmak cok tuhafmis. "Yani deniz iste" deyip geciremiyorsun ya da "aman bir mecburiyet caddesi var git-gel; iki mekan var sahilde otur orda deniz seyret"le olmuyormus...


Cok mutluyum. Kalbimin ozel bir sahibi olmasa da canimdan ote dostum yanimda ya gerisi muhim degil. Simdi yatmam lazim, malum yarin turlamaya kaldigimiz yerden devam edecegiz. Ha blog bu arada bir kac gun rotarli olacak muhtemelen sonraki yazim, haberin ola:)

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Kamu Personelini CILDIRTMA SINAVI!!

3 ayimi kaba taslak ozet gecmek istiyorum. Nisan'in 6siyla baslayan calismaya hayatim bir baktim 6 Temmuz'a ulasmis. Yarin sinav var!!!


3 ay boyunca hayatimda calismadigim kadar calistigimi yazmistim bir onceki yazimda. Gunduzleri uyuyup geceleri sabahladim aylarca. Oyle ki bazi geceler kolayina aglayamayan ben gozumden yas gele gele okuyorum, soru cozuyorum, olmuyor, yilmiyorum vs vs vs. Bu arada da telkinde bulunuyorum surekli: "Bak huzur sen ki ders calismaktan nefret eden insan emek veriyorsun, Allah goruyor, elbet karsiligini alacaksin" seklinde. Zaten sagolsun bizim ahaliden bana olumlu bir cumle cikmiyor: "Calissana, tum gun oturuyorsun, ne ara ders yapiyorsun?"vs vs. "Yahu GECE CALISIYORUUUUM" demekten dilimde tuy bitti; ama onlar beni anlamadi. 


Her neyse olaylar boyle devam edip giderken sinav gunu geldi catti. Kaldi mi sana 24 saat. Inceden midem karincalaniyor, reflum de sagolsun almis basini gitmis, artik Turk kahvesi bile dokunur kivama gelmis bu 3 ay icinde, anlayin bendeki stresi. Neyse sagolsun yakin dostlarim beni unutmamis aramislar. "Hadi emek verdin o kadar bugun dinlen biraz" diyerek mangal partisi hazirlamislar ben ve sinava girecek diger arkadasim icin. Bir icim gitti, duygulandim anlatamam. Insanin kalbini askla sahiplenen biri olmasa da dostluguyla saran insanlarin varligi ne guzel dedim. Allah eksik etmesin hicbirini(AMIN).


Neyse gittik deniz kenarina, mangalliklari boslattik, masa kurduk, torbalari actik ve bir baktim en sevdigim sey: mangal sucuk :) "Anamm, su 3 ay icinde evde otur otur zaten kilolarima kilo katmisim bu bana yapilir mi?" desem de yemekten asla vazgecmeyen ben bir yiyorum bir yiyorum, oyle boyle degil:) Yetmedi millete satasip onlarin sis sucuklarini da luplettim. Vallaha agzim sulandi ha:)


Girgir samata ilerliyor vakit. Yine baglamisim Cem Yilmaz'a kirip geciriyorum bizimkileri :) Cevre masalar benim 5+1 sesime donup bakiyorlar. Su yasa geldim hala ses tonumu ayarlayamiyorum. Ne yapayim gulmeye baslayinca duramiyorum:)


Tabi bos gitmedim yanimda "guncel olaylar" bir yandan da onlari okuyorum falan derken cay ,muhabbet sonrasi eve dondum. Icim rahat degil tabi. Oturdum bir seyler calisiyorum ki sabah da 2 deneme cozmusum netlerim guzel, keyfim gicir, oldu bu is dedim. Demez olaydim!


Saat olmus 1, benim icin normalde erken bir vakit; ama yatmam lazim.Yarin sinava uyuklamadan girmek icin. Yattim yataga, don Allah don uyuyamiyorum. Bir yandan surekli okuyorum, dua ediyorum, bir yandan silindir gibi yatagi eze eze donuyorum.Yok, uykum kacti. Kalk sigara ic yat rituelini 3-4 kere tekrarlayip paketi de bitirdikten sonra sabah ezani okunmaya basladi. Oldu saat 04:15. Dedim Huzur kalk, kil namazini duani et, sonra uyursun belki. Ibadetimizi de yaptik yattik derken dalmisim; ama saat 7:30'a kurdugum saatle uyandim. 3 saatlik uyku anlayacagin. Annem aradi uyanabildin mi diye derken dus al, giyin, hem bizimkilerin de hayir duasini alayim hem de sinav yerim onlara yakin diye gittim annemlere. Kahvalti hazirlamis canimin ici bana, yiyemedim tabi sikintidan.


Ha bu arada midem hala yaniyor ve kasilmalar da cabasi. Neyse arkadaslar da beni bekliyor sinav yeri onunde diye ciktim evden. Annem arkamdan okuyor hayirli haberlerini bekliyoruz diye. Gittim arkadaslarin yanina sigara ustune sigara yakiyorum. Birbirimizi telkin etmeye calisiyoruz. Olacak diye olumlama yapiyoruz. 


Neyse artik yavastan sinav salonlarina dagildik kodlamalar derken goonnng! basladi sinav. Ya Bismillah dedim 1. soruda kaldim Turkce'de!!! Oyalanma fazla, gec 2.ye dedim kendime, yaptim; 3'te yine takildim derken normalde 25 dk.da bitirdigim Turkce sorularini tam 45 dakikada yaptim ve bitirdigimde 10 bosum vardi! Aha Huzur sictin oglum, bu sinavin belirleyicisi Turkceymis belli oldu dedim. Derken Tarih soyle boyle, Cografya tamamen bilgi sormuslar neredeyse, Anayasa kolaydi, Guncellerimin hepsi yanlis cikmis:) Burdan ne kadar asosyal kaldigimi anlayin su 3 ayda:)


Matematik demedim farkindayim cunku boslarima donup kontrol ettikten sonra kalan sure 10 dk. Iki soruyu cozebildim. 3-5 soruyu da yarim biraktim. Yani toplamda 2 soru isaretledim Matematikten.Yine bir gonnggg ve 1.oturum bitti! 


Sinirlerim bozuldu elbette. O kadar calismisim ki normalde surekli okuyan eden ben en kotu 3 yanlis cikartirim Turkce'den suan ne oldugunu bilemiyorum bile. Cikan herkesin surat dusuk tabi. Konusmalar: "Abi ya olum o Turkce neydi lan? Baba gibiydi sorular."


Dedim Huzur sikinti yok.Kotuyse herkese kotu, dur bakalim ogleden sonraki sinav ne olacak? Neyse 2. oturuma girdik; ama stres falan kalmadi bende. Zaten ilk sinav kotu gecmis bunda artik ne olursa modundayim. Soyle kitapciga baktim sorular cok uzun degil, bildigim konular, eh dedim burda bir seyler yapacaksin. Derken pat pat gidiyorum. 1 saat kala cozmeyi bitirdim, kolaydi; mamafih iki sik arasinda kaldigim 15-20 soru var. Beni ne cokerttiyse su iki sik arasi cokertti hayatim boyunca. Hepsi mi yanlis olur abi iki sik arasinda kaldiklarimin? Maalesef oluyor. (Bu arada bilgisayarimda Turkce klavye yok, son yazdiklarim baya manidar olmus. Bu igrencligi yapmadan gecemedim:)


Neyse onlara da baktim hallettim derken yarim saat kala ciktim. Moralim biraz duzeldi; ama sunu da biliyorum ki benim icin kolaysa herkese kolay gelmistir. Nitekim oyle. Asil ayirici olan sabahki sinav olacak diyoruz haliyle. Uzerimden bir yuk kalkti, tatli bir yorgunluk sarmis beni. Ne yapiyoruz diyor bizimkiler. Dedim once anami bor goreyim, meraktadir. Gittim eve, terden sucuk su olmusum. Dusumu aldim indim bizimkilerin yanina. Dedim boyleyken boyle, ilki zor ikincisi kolaydi. 


Bay Mantik hemen basladi konusmaya tabi (biyolojik ebeveynimden bahsediyorum). Annem kas goz yapiyor sus diye; ama bizimki aldi sazi eline susar mi? Zaten aylardir giydirememis bana inceden dosuyor eksik olmasin. Mantikli(!) aciklamalarini yapti ben de susarmiyim arada sokuyorum lafimi. Sonunda tamamladik konusmamizi, dedim Behlul kacar. Gittim arkadaslarin yanina sahile, herkes mayismis, sinavin rehaveti, hepsi yuzume bakiyor guldureyim diye. Dedim hayvan terli, bu gun perte ciktim ben. 1-2 saat oturduk ayrildik. 


Sonra, eski calistigim okuldan arkadaslari aradim ne yapiyorsunuz diye "iciyoruz, gel" dediler. Tamam dedim. Yuzumde bir tebessum yuruyorum ki normalde biraksalar tuvalete bile arabayla gitme potansiyeli olan ben bugun resmen km yaptim :) Tebessum ediyorum cunku aksam Universite'den "can dostum" yola cikmis geliyor:) Son hafta surekli plan yaparak gecirdim. Zeplinim (oyle seslenirim ona, ikimiz de sismangiller familyasindan oldugumuz icin :) gelecek Antep'ten onu oraya gotururum, surda yemek yeriz, burda kahve iceriz, orayi gezeriz seklinde plan yapiyorum surekli. Onu tanidigimdan beri Anteplilere hep ayri bir sempatim olmustur. Onun safligi, temizligi, kalbinin guzelligi bana sanki Antep melekler sehriymis gibi hissettirmistir. (Burdan Antepli beylere duyrulur:) Oyle ki gectigimiz aylarda bir Doktor'un Antep'te sehit edilmesine (nur icinde yatsin) cok uzuldum ve sasirdim. Nasil ya Antepliler melek ama, yapamaz ki onlar boyle insanlik disi seyler diyerek okudum haberleri. 


Velhasili yol bitti vardim arkadaslarin yanina aklimda birtanecik Zeplinim... Icim gitti bizimkiler demlenirken dayanamadim bir firt cektim arkadasin rakisindan. Bu arada aksam saat 7'ye geliyor ve ben hala sabah annemin hazirladigi ve benim yiyemedigim kahvaltiyla duruyorum. Yani icim kimil kimil. Baktilar ben iciyorum bir ufak daha soyledik ben yavastan yuvarliyorum rakiyi... Dalga sesi yanimda, gunes batiyor ufuktan, derken telefon caldi. Su ana kadar anlattiklarimin hepsi birer hayal urunuydu demeyecegim elbet sirf moralim duzelsin diye uzatmistim lafi:)


Arkadas ve Huzur arasinda konusma su sekilde cereyan ediyor;
A: Huzur haberleri duydun mu?
H: Yo, hayirdir?
A: Olum sorular calinmis!
H: Siktir?(Elimde raki kadehi ben dumur)
A: Valla olum memurlar net ve haberlere de cikmis.
H: Emin misin yavrum? Asparagas olmasin?
A: Lan yok, arkadas aradi internet yikiliyormus.
H: Hay aq! Ulan adam gibi hazirlandik su olana bak.
A: Neyse sesin net gelmiyor, konusuruz.
H: Tamam canim konusuruz, sikma canini. Hayirlisi olsun.


Telefonu kapattim butun keyfim kacmis, sovmeye basladim. Ulan nasil bir hukumetsiniz siz bir donunuzu calmadilar altinizdan. Kacinci lan bu? Yetti a.q! Tavsan'in s.kiyle oynadigi gibi oynuyorsunuz insanlarla.(Bu ara bu olanlardan mutevellit iyice kufurbaz oldum) Binbir emek girdik biz o sinava, isimizi biraktik, kapandik evlere sabahladik, bu mu yani? diye diye 3 kadehi yuvarladim, sisenin dibini gordum, kalktim geldim eve. Sinir basima vurmus actim neti haberleri okuyorum:  "Efendim OSYM haberi yalanladi, kck operasyonuyla alakali bir orgut sirf kafa karistirmak ve ogretmen adaylarinin OSYM'ye olan guvenini sarsmak icin boyle asilsiz bir haber atti ortaya." 


Ulan insan yolda yellense kck'dan bileceksiniz. Tamam insanligin zararina yapilan her seye karsiyim ve sonuna kadar da direnirim; ama bu kadar ucuz bahane uretmeyin. Hukumetsiniz siz, BOK ATMA KURUMU DEGIL! Haberi tabiki yalanlayacaksiniz ne yani " Efendim 2010'dan beridir uzerimizde var bir mallik gidiyor, sonumuz hayrolsun" mu diyeceksiniz? Utanin biraz Allah'in cezalari. Insanlari din, din, din diye diye dindan imandan ettiniz. Siz geldiniz geleli bir hirsizlik, adam kayirma almis basini gidiyor. Hic mi dusunmezsiniz bu belki de Allah'tan bir isaret size! 


Boyle basit bir bahane olabilir mi? Adimiza kara caliyorlar? Neyiniz ak sizin pardon parti adinizdan baska? Nasil bir guvenlik sistemidir bu cok rahat hacklenebiliyor? Hayir bu kurum boyleyse demek sizin Devlet'e ait gizli dosyaniz diye bir sey yok. Az biraz programlama bilen adam s.ctiginiz b.kun rengine kadar ogrenebilir gizli kalmasi gereken her seyi. Isin aci yani buna ulke disi dusmanlar da dahil.


Basim fena olmus, ac karnina raki da mideme oturmus bulaniyor, aradim annemi. Garibim ne varsa o cekiyor benden: "Duydun mu anne sorular calinmis. Soyle o kocana biraz daha savunsun basimizdaki serefsizleri sagda solda tamam mi? diye baslayip din, iman, somuru, adalet susmak bilmiyorum. Canimin ici : "Tamam oglum, sus bak telefondasin, yuz yuze konusuruz" dedi de beni ikna edemedi, en sonunda cat! yuzume kapatti. O sinirle vurdum kafayi uyumusum. Sonra uyandim, yazmak istedim. Anlayacaginiz artik bu sinav Kamu Personelini CILDIRTMA SINAVI oldu! 


Ne olup bitecegi ileriki gunlerde belli olacak. Hakkimizda hayirlisi olsun, emeklerimiz bosa cikmasin, baska dilegim yok...

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Manik Donemler

Son 3 aydir isi birakip eve tikilmis olmak cok koyuyor. Tum gun balkonda "burjuva finolar" gibi gelip gecen insanlara baka baka hatta imrene imrene elimde kalem test cozmekten biktim! 


Sinava 4 gun kaldi. Inceden "yusuf"a bagladim. Sunu farkettim: Hayatimda hic bu kadar ders calistigimi hatirlamiyorum.Buna OSS de dahil. (Bu arada yaslandigimin farkindayim, onun adi artik LYS diyor bana mahallenin yeni yetmeleri:) Bu ne arkadas oku oku oku, sonra al kalemi haril haril test coz. Hic bana gore degil, hic! 


Hayatinda ders anlaminda hic zorlanmamis bir insan olarak KPSS olgusuna hala alisamadan Eylul ayinda KADROLU olarak is basi yapmayi diliyorum. "Teeey Huzur" diyorum "Neydin ne oldun? Universitedeyken vize-final haftasi cafe bar gezip kosturan sen isi biraktin olum bildigin ders calismak icin!" Yok arkadas gelemiyorum boyle sikintiya. Isin en kotu yani da su: 3 ayin abartisiz 2-2.5 ayi tarih calistigim halde hala en cok yanlisim tarihten cikiyor ya kendimi "katisiksiz mal" gibi hissediyorum. "Eeee huzur, sen bu olayi tarihe gomdun; ama bak gun geldi tarih de sana gomuyor" demekten alamiyorum kendimi. Yahu tarihi ve ozellikle de siyasi tarihi okumaya bayilan ben, elime bir konu anlatimi alinca tabiri caizse "apisip kaliyorum". 


Hele bir anayasa dersi var, anlatamam! Her sey mi ezber olur arkadas, oluyormus! Bundan mutevellit, "Kaytan Biyik" arkadasima Allah'tan kolaylik, kederli meslektaslarina da acil sabir diliyorum:) Cumhurbaskani ne yapmis? Ne yapmiyor ki adam. Ortulu odenekten Ortadogu'ya yagdiriyor. Basbakan desen "Ogretmenler 15 saat calisip 1.680 TL maas aliyor" diye hedef gosteriyor millete. Utanmasa Kufru de basacak bize. "Ulan" diyorum "15 degil, 30 saat calisiyoruz ve seni adam edemedik ya 24 saat calissak gunde ne yazar?" 


Yani blog suanki ruh halimi anlatamam sana "Muslugu actim tipasini taktim" modunda geziyorum, bir elimde kahve diger elimde soru kitapcigiyla. 


Burdan blogumu okuyan, okumayan, okuyamayan kisaca butun insanliga sesleniyorum "7 Temmuz 2012" KPSS sinavi icin cem-i cumlenizden DUA BEKLIYORUM sevgili insanlar! Huzur kisisinin sonunda "huzura erebilmesi" icin bana guzel dilek, dua ve temmennilerinizi yollarsaniz cok mutlu olurum. Bu arada bu sinava girecek olan tum insanlarin da "Allah emeklerini zayi etmesin ve dilekleri dogrultusunda en hayirli sehirlerde istihdam edilsinler..."


Not: Surc-i Lisan ettiysek affola..