4 Eylül 2013 Çarşamba

Huzur'un incileri...

     Duygusallık fazla vurdu bu ara. Derinden sarstı haliyle, toparlanamadım. Bocaladıkça daha beter savruluyorum, hepsi bu. Anlatmak istediğim onca şey varken, ben yine yazmadım ve sanırım yazmayacağım. Düşüncelerim çok dağınık, o nedenle yazdıklarım da deli saçması oluyor.

    Kendimi bırakıp, uzun zamandır anlatmak istediğim ve yeni tanıdığım insanları yazmak istiyorum bugün. Herhangi bir sıra izlemeyeceğim yazarken, öncelik ve önem sırası diye bir şey sakın düşünmesin yazacağım insanlar. Hepiniz ayrı ayrı değerlisiniz benim için. Bu detaydan sonra;

    Yaklaşık iki yılı aşkın süredir tanıdığım, blog açmama vesile olup beni diğer güzel insanlarla tanışma lütfuna eriştiren, düşünceli, iyi niyetli, fikirlerimizin çoğunlukla örtüştüğü, susmadan saatlerce keyifle sohbet edebildiğim, yüreği hep aşktan yana olan insan: Evet, Kaytanım sensin. Hep dediğim gibi '' İyi ki varsın.'' Öncelikle sen olduğun, sonrasında da bana benim gibi düşünen birilerinin daha var olduğunu gösterdiğin için iyi ki varsın. Misafirperverliğin için ayrıca teşekkür etmek istiyorum. İyi bir ev sahibi, başarılı ve hünerli bir aşçısın kadim dostum. Dilerim bulduğun yüreği her daim en kıymetli hislerle taşırsın. Bir ömür mutlu olun. Bunu hak ediyor ve birbirinize yakışıyorsunuz. 

    ''Mavişim'' diye seviyorum seni. Cıvıl cıvıl, yaralarını kahkaha ile örten, beni yeri geldiğinde gülme krizine sokan, bazı davranışlarıyla yaşından büyük olgunluk gösteren, hayata hep pozitif bakmaya çalışan, yalnız yüreğini tamamlayanı bulmak için çabalayan, yeri geldiğinde tam bir çirkef; ama benim ilk göz ağrım... Werther'im mavişim... Her fırsatta oturup konuşabilmek ve seni tanımak çok güzel biliyor musun? Son günümüz benden kaynaklı biraz buruk olsa da son derece güzeldi. Her ne kadar tavlada yenmek için zarlarıma üfleyip cebren ve hileyle oyunu kazansan da..:) Kendini hırpalama lütfen olur mu? Hayat zaten yeterince otu tıkıyor burnumuza, ister istemez nefessiz kalıp yere düşüyor ve sürtüyoruz içimizi dışımızı. Çarpa çarpa da olsa bir şekilde devam ediyoruz, etmek zorundayız çünkü. Sen sen olmaktan vazgeçmiyorsun zaten, sadece kendine yüklenme. Doğru yer, doğru zaman, doğru insan üçlemesinden hareket etmek gerekiyor. Ne olursa olsun, ama ne olursa olsun koşulsuz şartsız yanındayım, biliyorsun. Seni seviyorum ilk göz ağrım...

   ''Tosbaam''sın sen. Artık blogunu kapatmış ya da kullanmıyor olsan da seni tanımama vesile olan yer burası, yazmadan geçmem ayıp olur. Hayatımda ruh hali bu kadar çabuk değişen, iki nano saniyede bir insanı kanka edinip ardından gelen saniyeyi ondan nefret etmekle geçiren bir insan daha tanımadım. Hep soruyorum: ''Bunca zamandır benden nasıl nefret etmiyorsun, şaşıyorum.'' diye. Telaşe memurum, aramaktan çok ''aranan'' ve benim yeri geldiğinde güzel güzel, yeri geldiğinde kızarak uyardığım, nefes nefese konuşmasıyla, şebek haliyle çok sevdiğim ikinci göz ağrım... Oyuncak Ayı'm. Hayatını bu kadar uçlarda yaşayıp kendi yormaktan vazgeç lütfen. Aceleci olmak yerine hayatın zamanıyla eş güdümlü gidersen ne panik kalacak ne de atak... Yeni hayatında başarılar tosbaam. Seni seviyorum.

    ''Sıpamm'' benim. Tezer Özlü'nün manevi oğlu, yaşıyla birikimi son derece farklı, sevdiği konuda konuşurken mutluluğuyla ses tonu doruklarda olan Sıpamm... Elbette Sadakat'im sensin. Tanışmamız ve konuşmamız edebiyatla başlayıp sonrasında güzel bir ritmi tutturabildiğimiz, hayatında olan insanları düşünsel ve duygusal anlamda doldurabilecek roman yürekli çocuk... Bu ara görüşemesek de aklımda olduğunu sakın unutma olur mu? Yeni şehir, yeni umut, yeni mutluluklar... Tüm güzellikler seninle olsun Sıpamm.

    Bildiğin ''Kuduruğum'' işte. Başka söze gerek var mı? Kuduruk, deli dolu, çatlak... İlk seferde tam 2.5 saat süren bir telefon konuşmasıyla yerlere yatmıştık gülmekten, hatırlıyor musun? Ben unutamam, unutmak da istemem. Benimle uğraşmanı, sana takılmayı, sürekli ''kapışan eltiler'' modunda olmayı seviyorum seninle. Sensin tabi ki Amorf'um. Çirkef olduğun kadar, saygılı ve incesin de... Edebiyatın her dalı sana çok yakışıyor biliyor musun? Ruhundaki kıvraklık bedeninde vuku bulmuş, bunun kıymetini bilmen ve değerlendirmen çok hoşuma gidiyor. Bir gün ''Sultans of the Dance''e kimi aday göstermek istersiniz deseler tereddüt etmeden seni gösterebilirim. Dilerim hayat sadece güzel melodiler çalar sana ve ''aşk'' ile ritm tutarsın sana bahşedilen yaşama. Varlığın beni mutlu ediyor kuduruğum...

    Blog adını tam anımsayamadığım için özür dilerim; ama beni tanıyanlar bilir, isimlerle aram hep kötü olmuştur. Böyle tornavida mı, çekiç mi yani kısaca yine bizim ''ibne takım taklavatından'' güzel bir insan...:) Kaytan'ın vesilesiyle tanıştığım, sessiz ama yüzü sürekli gülen, çevresine olumlu enerji yayan genç... Çok konuşmadık; ama vakit geçirdiğimiz süre boyunca gülümsemeni eksik etmediğin için seni de anmak istedim bir İstanbul Hatırası olarak. Aşk, mutluluk, ve eksik etmediğin tebessüm hep seninle olsun..

    Son olarak, ilk tanışmamda nadiren bu kadar çok güldüğüm, bir anda kaynaşıp saatlerce fokurdayan çaydanlık misali kıkır kıkır kaynattığımız, kendimize geldiğimizde Kaytan'ın tek kaş kalkık ''Kadir İnanır'' bakışıyla karşılaşıp '' artık sussak mı? Çok kötü bakıyor Kaytan. Evet bence de susalım, sonumuz iyi değil.'' diye fısıldaşıp, annenin en değerli vazosunu kıran haşarı çocuklar misali kafamız önde sustuğumuz Kaytan'ın sevgilisi... Seni tanıdığım için de mutluyum. En kısa zamanda, aynı şekilde kaynatmak istiyorum. (Aramızda kalsın ama, Kaytan kızıyor sonra çok gülüyoruz diye:) Umarım birlikteliğiniz bir ömür mutluluk ve aşk ile harmanlanır. Şen sohbetini eksik etmediğin için çok teşekkür ederim.

    Bu arada ''bıktım artık az s.kilmiş kül kedisi modundaki hayattan'' cümleni asla unutmayacağım İçimdeki Gay... Sen hep böyle güzel benzet hayatı, olur mu? :)

    Bunca zaman kasvetli yazılarımdan ötürü ''oğlum biraz da iç açıcı, mutlu şeyler yaz lan'' şeklinde aldığım eleştiriye bir yanıt misali blog dünyasından tanıdığım ve varlıklarından ''Huzur'' duyduğum insanları yazmak istedim. Bundan sonra yazacaklarımın iç açıcı olma ihtimalleri konusunda söz veremem, ruhumdaki melankolik pek laf dinlemiyor malum. :)

   Her daim ''dost'' ile...

    
''Gayet şirin geldi dillerin dostum, oy...''


9 yorum:

  1. Ibne takim taklavatindan ha? Daha daha nasilsiniz efendim dediginde bundan sonra 'ibne takim taklavatindan hallice' diyecegim. Evet o gun cok guldum cunku senin gibi etrafina piril piril enerji sacan biriyle tanistim. Ben sadece senin sunduklarini yansittim aslinda. Beni unutmaman cok hosuma gitti :) umarim ilerde yine karsilasiriz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vida'cım çok da uzak bir tahmin değilmiş ama, değil mi? Ayrıca hepimiz ibneyiz, bu kavga ne diye? :) Sen hep gülümse, iyi ol da hangi takıma ait olduğun hiç mühim değil. Çok teşekkür ederim iltifatın için, enerji almasam saçamazdım. :) En güzel ve bol kahkahalı zamanda buluşmak dileğiyle... :)

      Sil
  2. Bizim kadar iyi geçinen bi elti daha göremedim görmem de herhalde :) bak kıymetini bil aylar sonra ilk yorumum senin yazına(pazarda ilk uğradığım sergi seninki yalanı) O konuşma hala kulağımda hoş bir seda... Ruhumdaki kıvraklığın bedenimde can bulmasını irdeleyecektim de neyse uzatmiciimm seviliyorsun abican hayattaki tüm iyi dileklerin katıyla seni geri bulup dürtsün emi :))

    YanıtlaSil
  3. Vallahi o gün çok güldük eğlendik fokurdadık kızdırdık küstürdük :-) sayende kaçan kontrolü yakaladım :) "anladın sen onu :)" velhasıl tekrar tekrar yapmalı ... Artık kaytanın çayına uyku ilacı katıp sabaha kadar kaynatmacalar neler neler :)
    Not:kaytan duymasın tabükü...

    Yeniden görüşmek ümidi ile herşey için kocaman teşekkürler seni tanımak çok güzeldi...

    YanıtlaSil
  4. Amorf kuduruğum, seviyorum seni :
    Garibim benim, valla çok kaynattık. Çok keyif aldım ve Kaytan'a da dedim "birbirinizi çok güzel tamamliyorsunuz" diye. Ne diyelim o zaman: Tiz vakitte toplanıla :)

    YanıtlaSil
  5. vay pislikler arkamdan iş çevirmeler haaa görürsünüz sizzz kadir inanır gibi bi höst diyeyim de size :))) ama teşekkür ederim bu güzel sözler için :)

    YanıtlaSil
  6. Kaytan, Behzat Ç mod: İyi ki varsın la. :)

    YanıtlaSil
  7. yaaaaaaaa huzurummmmmm beni nasıl güzel anlatmışsın öyle :) senin için neler düşündüğümü ve hissettiğimi biliyorsun zaten ama bilmeyenler için söylüyorum; huzurum benim bitanem hiç sahip olamadığım abim ve yoldaşım... o kadar iyi bir insansın ki bir gün o mükemmel yüreğinin ve aklının seni hiç tahmin edemeyeceğin güzelliklere uçuracağına gönülden inanıyorum huzurum.
    hakkımda söylediğin bütün güzel şeyler için çok teşekkür ederim, seni çok ama çok seviyorum kendine dikkat et öpüldün kocaman :*

    YanıtlaSil
  8. Miniğim, hep mutlu olalım. Her koşul ve duyguda...

    YanıtlaSil